Düşünce, söz ve davranışta saflık..
Temizlik..
Merhamet..
Hayvanlara şefkat..
Yararlı iş görmek...
İyi yetişmeleri için imkânı olmayanlara yardım etmek...
Her insan karar verip taraflardan birini tuttuğunda, her sözüyle ve hareketiyle bu mücadelenin kaderine bir etkide bulunmuş olurdu. Ahura Mazda’nın tarafını tutmuş olan bir insan bütün vaktini ve gücünü “aydınlık” mücadelesi yapmaya veriyordu ve onun en belli başlı vazifesi ister bir yaramaz ot olsun, ister bir canavar veya insan olsun, düşmana aman vermemek, düşmanı korumamak, ya da belki onu imha etmekti.
Bu yüzden Ahura Mazda insanlardan ibadet beklemiyor, iş ve başarı bekliyordu. İnsanların en büyük ibadetleri bir çöl parçasını ekilir bir hale getirmek ya da bir uçurum üzerinde bir köprü kurmaktı.
Zerdüşt’e göre devrim anlayışı, hayatın ve çiftçiyle çobanın yağmacı göçebeye karşı ölüm kalım mücadelesinin her anına kök salmıştır: “Buğday eken iyilik eker”. Tabiatı insanoğluna yararlı kılma mücadelesini engelleyen unsur kötülüktür.
İnsan nerede yaratılıştan sorumlu biri olarak hareket ediyorsa Zerdüşt orada her türlü yeni hayatın öncüsüdür.